17 Nisan 2015 Cuma

sezuan'ın iyi insanı - bertolt brecht





kitaptan kısa bir bölüm... 

shen te -- (seyircilere) şehri bu kadar erken hiç görmemiştim . bu saatlerde yorganı başıma kadar çeker , uyanmaktan korkardım . oysa bu sabah , gazete satan çocukların arasında dolaştım . yolların sulanmasını , köyden sebze getiren öküz arabalarını gördüm . taa sun'un mahallesinden buraya kadar yürüdüm . her adımda daha sevinçli idim . aşıklar bulutların üstünde yürürlermiş . ama insanın ayakları yerden kesilmeden asfaltın üstünde yürümesi daha güzel . sabahın alaca karanlığında evleri , içlerinde ışık yanan büyük çöp yığınlarına benzettim . bir şey diyeyim mi size ? aşık değilseniz , sevmiyorsanız , yaşadığınız şehrin tadına varamazsınız . ihtiyar bir işçinin kalkıp çekicine sarılmasına , temiz hava ile ciğerlerini şişirmesine benziyor şehrin uyanışı . hoş , bu benzetme benim değil , ozanlar etmiş bu sözü . (bekleyenlere) günaydın çocuklar . işte pirinciniz . (dağıtır , sonra wang'ı görür) günaydın wang . bugün deliyim biraz . yolda gelirken dükkanların camlarında kendimi seyrettim . omuzuma alabilecek bir şalım olsun istiyorum . (koşarak halıcıya girer)

berber -- (dükkanın önüne çıkmıştır . seyircilere) :  komşum bayan shen te ne kadar güzel bu sabah . allah allah , hiç farketmemişim bugüne kadar . galiba , şimdi vuruluverdim kıza . ne cana yakın şey ! (wang'a) ne duruyorsun hala , çekip gitsene , sersem köpek . (dükkana girer)
 (shen te , ihtiyar halıcıyla karısı dükkanlarının önüne çıkarlar . shen te'nin sırtında bir şal vardır , adamın elinde bir ayna)

ihtiyar kadın -- ufacık bir deliği var , onun için ucuza veriyoruz zaten , ama çok güzel bir şal .
shen te -- (kadının elindeki yeşil şala bakarak) o yeşil de çok güzel .
ihtiyar kadın -- (gülümser) ama bu yepyeni .
shen te -- evet , evet . yorganıma göre ayağımı uzatmalıyım . dükkan daha bir şeyler getirmiyor . 
ihtiyar kadın -- eliniz çok açık yavrum . biraz hesaplı gitseniz derim . daha yeni başlıyorsunuz... bir avuç pirincin bile büyük önemi vardır ilk günlerde , değil mi ? 
shen te -- (omuzunda şal , salınır) doğru . ama ne yapayım , bugün deliyim biraz . acaba bu renk gitti mi bana ?
ihtiyar kadın -- bir erkeğe sormalısınız bunu .
shen te -- (kadının kocasına dönerek) yakıştı mı efendim ?
kadının kocası -- bana sormayın kızım , soracaksanız...
shen te -- (gayet nazik) hayır , size soruyorum .
kadının kocası -- (aynı nezaketle) çok yakıştı bu renk size . yalnız parlak yanı değil de , öbür donuk yanını çevirin .(shen te şalın parasını verir)
ihtiyar kadın -- beğenmezse , gelin değiştiririz . (kızı bir kenara çeker) biraz paralı mı bari ?
shen te -- (gülerek) ne gezer...
ihtiyar kadın -- ee... altı aylık kira ne olacak ?
shen te -- altı aylık kira mı dediniz ? onu unuttumdu...
ihtiyar kadın -- belli . bir daha pazartesiye ay başı . bakın , biz karı koca sizi tanıdıktan sonra , amcaoğlunuzun gazeteye verdiği evlenme çağrısına kulak asmadık . yardım etmek istiyoruz size . biraz birikmiş paramız var , ikiyüz dolar borç verebiliriz evladım . karşılığında tütünlerinizi gösterirsiniz , başkaca aramızda senet sepet istemez kızım .
shen te -- benim gibi düşüncesiz bir kıza borç mu vereceksiniz ? 
ihtiyar kadın -- açık konuşmak gerekirse amcanızın oğluna on para vermezdik , ama size , hiç düşünmeden son meteliğimize kadar verebiliriz . 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder