1 Ağustos 2014 Cuma

atlantik ötesi - witold gombrowicz






kitaptan kısa bölüm... 

... ağlamaya başladı . ağlarken sızlanıyordu : ''ben de seni dostum sanıyordum , ben nasıl senin dostunsam... ah , şu ihtiyar seni nasıl değiştirdi ! babayla birlikte yaşlıların yanını tutuyorsun şimdi ; sen gençlerin yanını tutmaya bak ,  onlara biraz özgürlük tanı , beybabanın zorbalığına karşı bir genci savun !'' 

-- yaklaş biraz , sana bir şey söyleyeceğim 
-- olduğum yerden seni çok iyi duyuyorum , dedim
-- ama yaklaşırsan sana bir şey söyleyeceğim
-- seni duyduğuma göre yaklaşmama ne gerek var 
-- sana söyleyeceğim şeyler var , ama kulağına 
-- kulağıma söylemek niye ? yalnızız

sonunda konuşmaya karar veriyor . 

-- sen beni canavar yerine koyuyorsun , biliyorum . ama  bu yargını yeniden gözden geçirteceğim sana ; babaların davasına karşı benim davamı benimseyip , benim gibileri dünyanın tuzu biberi olarak göreceksin . söyle bana , sen ilerlemeye inanıyor musun ? ne zamana dek yerimizde sayacağız ? ihtiyarı bir tehdit aracı gibi görmeyi sürdürürsek , nasıl yenilik olabilir ki ? beybaba oğlunu sonsuza dek bastonunun tehdidi altında mı tutacak ? o genç sonsuza dek beybabasının dümen suyundan mı gidecek ? haydi , onu özgür bırakalım , rahata kavuşsun , özgürce eğlensin , keyfine baksın !
-- delisin sen ! diyorum . ben de ilerlemeden yanayım ama , ilerleme sana göre sapkınlık !
-- biraz sapma olsa , ne dersin ? peki o zaman ? ya sonra ?
-- tanri aşkına , dedim , bunu senin gibilere anlat ; benim gibi dürüst ve saygın bir yurttaşa değil . oğulu babasına karşı kışkırtırsam , polonyalı olamam ben . bil ki biz polonyalılar babalarımıza çok çok büyük saygı gösteririz .bir polonyalıdan oğlunu babasından uzaklaştırmayı isteme , hem de , sapkınlık pahasına !
-- ama , diye haykırdı , polonyalı olman neye yarar ? gerçekten şimdiye dek polonyalıların ne de güzel bir yazgısı olmuş ya ? polonyalı olmaktan tiksinmiyor musun ? bir kurban olmaktan bıkmadın mı ? yüzyıllardan bu yana sürüp giden işkencelerden , acılardan gına getirmedin mi ? bugün de bir kez daha öldürüyorlar sizi ! demek senin canın bu denli tatlı ha ! başka biri olmayı , yeni biri olmayı istemiyor musun ? erkek çocuklarınız için hep babalarının sözlerini yinelemekten başka bir yönelim düşünmüyor musunuz ? haydi ! bu çocukları babalarının kafesinden çıkaralım , bütün güçleriyle yaban ovalara koşsunlar , bilinmeyene bir göz atsınlar ! gencin üstüne ata biner gibi binip keyfince yularını çeken yaşlı babaya paydos ! genç , gemi azıya alıp babasını götürsün , amaçsız , rastgele , dört nala giderek , bakışlarının kendisini götüreceği yere... baba gözlerine inanmayacaktır . kendi oğlu onu almış götürüyor , ha ! haydi , oğullarınızı özgür kılın ; fırlasınlar , kaçsınlar , götürsünler !
-- sus , diye bağırdım . kes artık şu paylamayı ! benim babaya ve vatana karşı çıkmamı istiyorsun ha , tarihimizin böyle bir döneminde ? bana bel bağlama !
-- babayla vatan cehennemin dibine , diye homurdandı . oğul , ah oğul , o başka , o zaman akan sular durur ! ne yapacaksın babaların vatanını ? oğulistan daha iyi değil mi ? vatanın yerine oğulistan'ı koy , bak göreceksin o zaman .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder