19 Mart 2014 Çarşamba

rüya roman - arthur schnitzler






kitaptan kısa bölüm... 


''adın ne senin'' diye sordu fridolin . 
''adım mı ne ? mizzi tabii ki'' 
bunu söylemesiyle anahtarı kapının kilidinde döndürmesi bir oldu , koridora girdi ve fridolin'in peşinden gelmesini bekledi . onun tereddüt ettiğini görünce , ''hadi , çabuk'' dedi . fridolin birden kendini kızın yanında buldu , kapı arkalarından kapandı , kız kapıyı kilitledi , küçük bir mum yakıp fridolin'e ışık tuttu . fridolin , ''delirdim mi ben ?'' diye söylendi kendi kendine . ''tabii ki ona elimi bile sürmeyeceğim''

kızın odasında bir gaz lambası yanıyordu . kız fitili açtı , çok sevimli bir odaydı burası , rahat döşenmişti ve örneğin marianne'in evinden çok daha güzel koktuğu kesindi . elbette , ne de olsa yaşlı bir adam aylarca hasta yatmamıştı burada . kız gülümsedi , fazla sırnaşmadan , kendisini hafifçe uzaklaştıran fridolin'e yaklaştı . sonra fridolin , kızın gösterdiği sallanan koltuğa kendini keyifle bıraktı . 

''çok yorgun olmalısın'' dedi kız . fridolin başını sallayarak onayladı . kız hiç acele etmeden soyunurken , ''sizin gibi bir adamın gün boyunca kim bilir nasıl işleri vardır . bizim hayatımız daha kolay'' dedi .adam , kızın dudaklarının boyalı değil , kendiliğinden kırmızı olduklarını farketti ve ona iltifat etti .
 ''tabii , niye süsleneyim ki'' dedi kız .''sence kaç yaşındayım ben ?'' 
fridolin , ''yirmi mi ?'' diye bir tahminde bulundu .
''onyedi'' dedi kız , onun kucağına oturdu ve kolunu bir çocuk gibi boynuna doladı . şimdi benim bu odada olduğumu kim tahmin edebilir diye düşündü fridolin .ben bile bir saat önce , hatta on dakika önce böyle bir şey olabileceğini düşünebilir miydim ? peki , neden ? neden ? 
kız dudaklarıyla onun dudaklarını aradı . fridolin kendini geri çekti , kız ona iri , hüzünlü gözlerle baktı ve kucağından aşağı kaydı . sarılışında teselli eden bir şefkat vardı ve fridolin yaptığından ötürü neredeyse bir pişmanlık hissetti . 

kız dağınık yatağın üzerinde duran kırmızı sabahlığı aldı , üzerine geçirdi ve bütün vücudunu kapatacak şekilde kollarını göğsünde kavuşturdu . ''böylesi iyi mi ?'' diye sordu ; sesinde alay yoktu , sanki çekinerek , sanki onu anlamaya çalışır gibi sormuştu bu soruyu . fridolin ne diyeceğini bilemedi . ''doğru tahmin ettin'' dedi sonra ,  ''gerçekten de yorgunum ve burada sallanan koltukta oturup seni dinlemek bile çok güzel . sevgi dolu , yumuşak bir sesin var . sadece konuş , bana bir şeyler anlat , haydi''

kız yatağın üzerinde oturup başını iki yana salladı . ''sen korkuyorsun'' dedi hafif bir sesle ve sonra , neredeyse kendi kendine konuşur gibi ''yazık'' diye ekledi . bu son söz adamın içinde bir şeylerin kıpırdamasına neden oldu . kıza yaklaştı , sarılmak istedi , kendini onun yanında güvende hissettiğini söyledi , ki bu tamamen doğruydu . kızı kendine çekti , ona genç bir hanımı , sevdiği bir kadını kazanmaya çalışır gibi kur yaptı . kız direndi  , fridolin utandı ve sonunda onu bıraktı . kız , ''belli olmaz , eninde sonunda yaşanacaktır bu . korkmakta haklısın ve başına bir şey geldiğinde de bana lanet edebilirsin''

kız , fridolin'in ona uzattığı kağıt paraları öyle kesin tavırla reddetti ki , fridolin fazla üstelemedi . kız mavi bir yün şala sarındı , bir mum yaktı , ona ışık tutup aşağıya kadar geçirdi ve kapıyı açtı . ''bugün artık evden çıkmam'' dedi sonra . fridolin onun elini tutup düşünmeden öptü . kız ona neredeyse korkuyla baktı , sonra utangaç bir tavırla ve mutlulukla güldü . ''bir hanımefendiymişim gibi'' dedi .
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder