9 Ocak 2014 Perşembe

eroin güncesi - kanat güner






kitaptan kısa bölüm... 


sıradışı evliliğimiz sıradan , daha doğrusu bizim için sıradanlaşan kavgalarla kör topal sürüyordu . kendimizi bir cins leyla ile mecnun sanıyorduk . alkolik leyla ve hapçı mecnun birara az daha anne-baba oluyordu . sağ yumurtalığım olmadığı , seks minimumda yaşandığı , takvime dikkat edildiği (aslında o kadar çok içiyor , filmi o kadar çok koparıyordum ki ; takvim bayağı zor durumdaydı) halde gene hamile kalmıştım . tuhaf bir şekilde , bebeğin ikiz olduğunu düşünüyordum , hatta emindim . ilk gebelikte yaşayamadığım annelik psikolojisini şimdi iki kat güçlü hissediyordum . fizyolojik ayrıntıların hepsini hem ben hem çetin heyecanla ve korkuyla yaşıyorduk . bu süre içinde memelerim irileşmiş , bayağı da kilo almıştım . kürtaj parasını toparlayana kadar bebek veya bebekler de bayağı büyüdüler . en sonunda istanbul'un en beceriksiz jinekoloğunu bulup , o aptal jinekoloji masasında bir kez daha bacaklarımı açıp , gözlerimi kapayıp , dişlerimi sıktım . her şeyin bittiğini sanmıştık ama kadın işini becerememiş ve ben üç gün boyunca adeta doğum yapar gibi kalan parçayı rahmimden atmaya uğraşmıştım . son kuruşumuza kadar verdiğimiz için tekrar araba tutup doktora gidemiyorduk . hayatımın en sancılı üç günüydü . ilk gece çetin'le sabaha kadar bebeklerimiz için gzöyaşı döktük . üçüncü gün ayağa kalkıp okula gittiğimde , önce hocadan sert bir fırça yedim . sonra kötü haberle bok gibi kaldım : tekrar kürtaj dedi hoca ! ölecek bile olsaydım tekrar o masaya yatamazdım . organizmam kendi işini kendi halletti ve ben ikinci bir bakirelik dönemine girdim . 

bütün bu yaşadıklarım beni gittikçe daha dengesiz , daha boşvermiş , daha çıkıntı yapıyordu . arada sırada içebildiğim esrar , sakinleştirip neşelendirdiği için çok hoşuma gidiyordu . alkolden uzak durmam gerektiğini biliyrodum ama beceremiyordum . ama bütün bunlar yine de normal sayılabilirmiş ; stad konserlerinin olduğu o yaza kadar ben yine de normalmişim . nefret ettiğim o aptal toplumu biraz olsun yakalayabiliyormuşum . daha doğrusu çetin'e olan aşkım , onu kaybetme korkum beni dizginliyormuş . 

ve nihayet kaçınılmaz olan , yüzlerce defa kenarından sıyırdığım kadın-erkek ilişkisinin o meşhur çıkmazını da yaşayınca , yıllardır düğüm düğüm örmeye çalıştığım sıradan insan kazağı hızla sökülmeye başladı . gardrobumu yeniden renk renk deli gömlekleriyle doldurdum . bunu yaparken de , hayatımda hiç olmadığım kadar gayretli , istikrarlı ve hevesliydim . zıvanadan çıktığım da söylenebilir , doğallığıma döndüğüm de... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder