28 Mart 2013 Perşembe
27 Mart 2013 Çarşamba
yeşil gece - reşat nuri güntekin
arka kapak yazısı...
toplumsal yönü ağır basan bu romanda , medresede yetişen , ancak sonra öğretmen okulunu bitirerek ege bölgesi'ndeki bir kasabada , gerici ve çıkarcı bir takım güçlerle savaşan , idealist bir gencin serüveni ele alınıyor . atatürk devrimi'nin o coşkulu havası içinde , çok güçlü sezgi ve gözlemlerle kaleme alınmış bu kitapta , toplumumuzun o günkü bütün büyük sorunları , yürekli biçimde tartışılıyor . romanın en önemli kahramanı şahin hoca'nın kişiliğini oluşturan nitelikler , mücadelesi ve uğradığı yenilgilerin öyküsü...
22 Mart 2013 Cuma
21 Mart 2013 Perşembe
yatak odasında terör - serge bramly
arka kapak yazısı...
dikkat et ey okur ! elindeki kitap , sıradan bir sade romanı değildir . sen okurken o şöyle seslenecektir , kulak ver : asla yasaklamayacaksın ! marquis de sade'ın hayatı seni şaşırtacak , hatta ürkütecek ; ondan nefret edecek , onu iğrenç bulacaksın .
onun savunulacak bir tarafı yok ! ama sade , sanık sandalyesinde oturmuyor hiçbir zaman . tam tersine o bir iddia makamı : ''elinde bir kalem varken olağanüsüt şeyler yaşayabiliyorsun'' , diyen o...''siz sefahatten sözediyorusunuz , bense özgürleşmeden sözediyorum'' , diyen de...
marquis de sade , 8 mart 1794 günü , çürümekte olduğu bir hapisaneden ''bir yeryüzü cenneti'' olarak tanımladığı picpus'e nakledildiğinde ellili yaşlarındaydı ve birçokları için hala ''hiçkimsenin başedemediği bir yaratık''tı .
ulusal ustura giyotin hergün boyunları vururken , sade , pispus'te , sekiz esrarengiz ay boyunca eğlendi , hoş kadınlar arasında dolandı , bir sefahat tiyatrosu sahneledi... sade'ı oraya kim göndermişti ? onu sürekli koruyan , giyotinden kurtaran kimdi ? onun için kim çuval dolusu para döküyordu ?
dikkat et ey okur ! elindeki romanda bu soruların cevaplarından geçen sefih bir adamın , bir özel hayat zorbasının hayatından çok daha tehlikeli şeyler bulacaksın !
13 Mart 2013 Çarşamba
11 Mart 2013 Pazartesi
kitapkurdu sevgilim - jane green
kitaptan kısa bir bölüm...
...benim hayalim bir kitapçı dükkanı açmak . aslında hem kafe hem de kitap satan bir yer olmasını istiyorum . burayı müdavimlerin , meraklıların geleceği , müşterinin gerektiğinde kendi kahvesini yapabileceği bir yer olarak hayal ediyorum .
rahat bir yer olurdu . eski deri koltuklar , rahat kanepeler ve belki kışın yakılacak bir şömine . elbette yaz geldiğinde güneşi çok sevdiğim için burayı esintili , aydınlık bir yer olarak hayal ediyorum . cilalı parkeleri , şık metal iskemleleri , büyük pencereleri ve mavi duvarları olurdu .
yaşım ilerledikçe bu hayalim aklımı daha çok kurcalıyor . yirmilerimdeyken bankada kendi dükkanımı açacak parası olana kadar çalışmayı düşlerdim . yeteri kadar param olduğunda istifamı verip gidecektim .
ama elbette para hiçbir zaman yeterli değildir . aslında şu anda abbey ulusal bankası'nda epeyi kabarık bir hesabım olmasına rağmen -kısa bir süre önce öldüğünde bana wembley'deki dairesini miras bırakan büyükannem sayesinde- işimden ayrılmama yetecek kadar param asla olmayacak çünkü aslında mesele para değil .
ya bir kitapçı açar da bir felaketle karşılaşırsam ? ya bütün paramı kaybedersem ? emeklilik planlarımı nasıl bir çırpıda kenara atabilirim ?
kendi kendime bir gün yapacağımı söylüyorum . bu hayalimi gerçekleştireceğim . yalnızca ne zaman olacağını bilmiyorum .
2 Mart 2013 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)