28 Mayıs 2013 Salı

benim hüzünlü orospularım - gabriel garcia marquez






kitaptan kısa bölüm...

...sağanak sona erdiğinde ben hala evde tek başıma olmadığım duygusu içindeydim . bulabildiğim tek açıklama , nasıl ki gerçek olaylar unutulabiliyorsa , asla olmamış olanların da sanki olmuşçasına anıların içinde yer alabildikleri biçimindeydi . sağanağın telaşını aklıma getirdiğimde , kendimi evin içinde yalnız olarak değil , hep yanımda delgadina'yla birlikte görüyordum .geceleyin onu o kadar yanımda hissetmiştim ki , soluğunun sesini yatak odamda , yanağının atışını yastığımın üzerinde duyabiliyordum . ancak böylelikle anlayabilmiştim o kadar az bir süre içinde o kadar çok şey yapabilmemizin nedenini . kendimi kütüphanedeki tabureye çıkmış olarak , onu da üzerinde o çiçekli kısa giysisiyle kalkmış , kurtarmak için kitapları elimden alırken hatırlıyordum . fırtınayla cebelleşerek , bileklerine kadar yükeselen suyun içinde sırılsıklam olmuş bir halde evin içinde oradan oraya koştuğunu görüyordum . ertesi gün hiç olmayan bir kahvaltıyı nasıl hazırladığını , ben yerleri kurularken sofrayı kurduğunu , evin içindeki deniz felaketinin ardından ortalığı toparladığını hatırlıyordum . birlikte kahvaltı ederken gözlerindeki o hüzünlü bakışı hiç unutamadım : ''neden beni bu kadar yaşlıyken tanıdın ?'' der gibi . doğruyu söyleyerek yanıtladım onu : ''insan gerçekte olduğu değil , hissettiği yaştadır''...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder